Nasıl hissedeceğimize ve nasıl davranacağımıza ilişkin kararı sadece biz veririz,olaylar değil.

 

bu cümleyi diger blogumdaki (sima1) nlp ile ilgili bir yazidan aldim. cümleye ilk bakildiginda bunun zaten bildigimiz birsey oldugunu düsünebiliriz. bilindik kaliplasmis bir cümle gibi geliyor. bu cümleyi az evvel okudugumda, bana gecenlerde okudugum bir kitapta ki (hayatla mücadeleden, yasamaya gecis) bu fikirle ilgili bir yeri hatirlatti. ne durumda olursak olalim, icinde bulundugumuz durumu düsüncelerimizle degistirme özgürlügü bize aittir. bu belki ilk okundugunda anlasilmaz, ya da alisik oldugumuz düsünce kaliplarina ters gelebilir.

kitapta, nazi kampinda cok agir iskenceler gören ve her yaptigi kontrol edilen avusturyali dr. frankl'in, yasadigi bu durumu, düsünceleri ile degistirebilecegini kesfetmesiyle ilgili bir bölüm var. yaptigi herseyi kontrol edebilirler, ama, onun yasadigi olaylara nasil tepki verecegini asla kontrol edemezlerdi. bu sayede kimsenin kontrolünde olmayan, kendine ait bir özgürlük kesfetmis ve bu durum onun o agir sartlarda yasayabilmesini saglamisti. savasin sonunda kamptan ciktiginda ise man's search for meaning isimli kitabini yazmisti. (anlam arayisi) 

fikrin ana temasi ise  basimiza gelen olaylari algilama seklimiz. bu algilama kaliplarimizi ise daha önce yasadiklarimiz, egitimimiz, cevremiz gibi faktörler belirliyor. bu faktörler olaylari algiladigimiz bir mercek olusturuyor. pozitif veya negatif. yani aslinda olaylari nasil oldugu onlari nasil algiladigimiza bagli. ama bu mercegi degistirebilme imkani herzaman bizim elimizde. bu da, aktif olarak düsüncelerimizi ve algilama seklimizi degistirerek hayatimizi kendimiz sekillendirebiliriz anlamina geliyor...